Bugün belki de en lüks lokanta ve restoranlar da dahil olmak üzere, neredeyse bütün kuruluşlar hazırlayıp sundukları ürünleri tekrar ve tekrar kullanıyorlar. Tabii, kuruluşların birçoğu bunu ticari kaygılarla ve potansiyel maddi zararı azaltma içgüdüsü ile yapıyor. Fakat amaçları şöyle dursun, uyguladıkları yöntem gıda israfını önleme konusunda en ama en etkili yöntemlerden birini teşkil ediyor, yiyeceklerimizi tekrar kullanmak.
Size çok mükemmel bir haberimiz var! Aslında mutfağınız bir laboratuvar ve siz de çılgın birer bilim insanısınız! Bir yemek için hazırlanan bir malzemeden geriye kalanlar niçin çöp olsun, isterseniz bir sonraki yemeğinizin malzemelerinden olabilirler! Meyve ve sebze kabuklarınız üst düzey bir lif kaynağıdır, onlar sayesinde bir sonraki salatanız da bir lif bombasına dönüşebilir! Yani, gıda israfını önlemenin birincil yolu şöyle, “Hadi beni yine ye, beni deli deli ye, beni yine yeni yeni yeniden ye!”
Belki de en basit uygulama, bir gıda ürününün iç güzelliğinin önemini anlayabilmek. Eh, “Instagram” çağındayız, maalesef ki sadece sebze veya meyvelerin değil, her şeyin göze hitap edenine meyilliyiz. Ancak, unutulmamalıki organik ve daha taze yiyecekler genelde bozuk forma sahip olurlar. İyi ve leziz bir bahçe domatesi, büyük ihtimalle yamuk yumuk olacaktır, ve siz de şekline aldanıp, gidip ticari kaygılarla üretildiği için şekli şemali kusursuz fakat lezzetten yoksun bir domatesi satın alırsanız, daha taze olan bahçe domatesini hiç etmiş olacaksınız. Kapya biberiniz yamuk yumuk ve çirkin olabilir, ancak sizin spesyaliniz olan o sebzeli makarnaya parmak ısırtan bir lezzet sunabileceğini de asla unutmayın!
